Ağız - Diş ve Çene Cerrahisi

Anasayfa Ağız - Diş ve Çene Cerrahisi

Ağız - Diş ve Çene Cerrahisi



Sinüs Kaldırma

Üst çenede bulunan ve sinüs olarak adlandırılan kranyal boşlukların sarktığı durumlarda implant yapımı için yeterli kemik bulunmaz. Sinüs boşluklarının sarkmasının nedeni genellikle uzun süreli dişsiz kalınmasıdır. Bu gibi durumlarda kemik miktarını arttırmak için sinüs membranı çeşitli cerrahi yöntemlerle itilerek kemik grefti koyulur ve duruma göre aynı seansta implantlar da yapılabilir ya da kemikleşme tamamlandıktan sonra implantlar yapılabilir.

Gömülü Yirmi Yaş Dişinin Çekimi

Sürme zamanı geldiği halde çeşitli nedenlerle ağızda yerini alamayan dişlere  “gömülü dişler” denir. Üçüncü büyük azı dişleri (yirmi yaş dişleri veya akıl dişleri olarak da bilinir) en sık rastlanan gömülü dişlerdendir. Üçüncü azı dişlerinin sürebilmesi için ağızda yer bulunmuyorsa ve kişi 25 yaşına geldiği halde bu halen sürmemişse bu dişlere “gömülü diş” denir. Üçüncü azılar henüz sürmemişse, diş hekiminizi ziyaret ederek durum hakkında bilgi edinebilir ve gömülü kalan dişlerin neden olabildiği ağrı, şişme, enfeksiyon, çürük ve dişeti hastalıkları gibi bazı problemler ortaya çıkmadan etken dişin çekilmesini sağlayabilirsiniz.

Kemik Greft Uygulaması

Kemik greft uygulaması, çene kemiği yetersiz olan hastaların kemik miktarını arttırmak amacıyla yapılır. İmplant tedavisinin yapılabilmesi için implant yerleştirilecek bölgede yeterli kemik bulunmalıdır. Zaman içerisinde kırılmış veya çekilmiş bir diş varsa ve o bölgeye herhangi bir protez uygulaması yapılmamışsa çene kemiğinde erime meydana gelir. Bu durumda bölgeye greft ilavesi yapılarak kemik miktarını arttırmak gerekir.

Diş Çekimi

Diş Çekimi koruyucu tedavi yöntemlerine cevap vermeyen , çürük ve enfeksiyon ( iltihap ) gibi nedenlerden dolayı dolgu veya kanal tedavisi uygulamalarıyla kurtarılamayan dişler için uygulanan tedavi yöntemidir.

Apse ve Kist Operasyonları

Kistler; çene kemikleri içerisinde, içleri sıvı ya da yarı sıvı materyallerle dolu patolojik boşluklar olup, sıklıkla çene kemiklerinde ve daha ender olarak da ağız ve yüz bölgesinin yumuşak dokularında görülürler.